10 Ekim 2006

yumurta kapıya gelince...

Atasözlerimiz tam anlamıyla "cuk" oturuyor... Soykırımla ilgili gelişmeler almış başını yürümüş gitmiş... Fransa'nın tavrı çoktan net... Ermenistan malum... Derken Pontus, Süryani sözleri dolaşmaya başladı... RTE Selanik'te Ata'nın defterine kim yazmış, neden yazmış, ne yazmış kısmıyla ilgilenirken, yanıbaşında Pontus soykırım heykeli açıldı ona çıt yok...
Şimdi de yumurta kapıya dayanmış, bizde ne kadar hamasi nutuk varsa atılıyor...
"Pisliği pislikle temizlemeyeceğiz." (Milliyet)
"Sizin için çok şey değişir." (Milliyet)
"Biz değil Fransa kaybeder." (Hürriyet)
"Yanlış Paris'ten dönmeli." (Sabah)
Akşam Gazetesinin başlığı: "Fransa'nın soykırım yok diyeni hapse attıracak Ermeni tasarısını oylamasına 2 gün kaldı. Türkiye düğmeye bastı, siyasi ve ticari misilleme başlıyor. Paris'e büyük rest."
"Başbakan Erdoğan Fransa'ya rest çekti." (Zaman)


Son dakika gelince iş adamlarından medet ummak ise; "Armut piş, ağzıma düş, bekle beni kurt yemesin."

Bir atasözümüz daha var: "Çarşambanın gelişinden perşembe bellidir" diye...

1 yorum:

gaykedi dedi ki...

Orhan Pamuk’un "Bu topraklarda 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü" şeklindeki sözlerinden dolayı bu ödülü aldığı görüşü öne çıkıyor.Bu doğru da olabilir.Ama; bu ülkede düşünce özgürlüğü olsaydı, işimize gelmeyen sözleri söyleyenler yargılanmasaydı, mahkeme kapısında linçlerle karşı karşıya gelmeselerdi... Kısacası herkes her şeyi korkusuzca tartışabilseydi, Orhan Pamuk’un böyle bir avantajı olabilir miydi?..Bilemezsiniz...Çünkü siz "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan Fransa’ya küfrederken, tersini söylemenin de bu ülkede çoktandır suç olduğunu aklınıza bile getirmemişsinizdir...Bekir Coşkun

http://www.gaykedi.blogspot.com/