2 Ekim 2006

Bush - Erdoğan görüşmesi üzerine izlenimler""

Bütün gün merakla bekledik. Ne olacak, ne konuşulacak, ne mesajlar alınıp verilecek...
En sonunda merakımızı giderdik...
Ben kendi gözlemlerime dayanarak vücut dilleri üzerinde yorum yapacağım. Söyledikleri üzerine değil... Zira söylediklerini anlamıyorum. Al bir cümleyi, evir çevir, içine bol su koy, havanda döv.. al sana şatafatlı ama ... cümleler.
Basın toplantısında Başbakanın yüzünde güçlü bir ifade bulamadım. Süngüsü düşük, sesi soluğu kısılmış bir ifade buldum. (Halbuki Türkiye'de konuşurken hiç böyle olmuyor. O gür sesiyle ne güzel gürlüyor.) Dışişleri Bakanını ise diken üstünde oturur gibi rahatsız vaziyette buldum. O'nun yüzünde de güçlü bir ifade yoktu. (Yani gül zaten diken üstündedir ama bunu o gülle karıştırmayın :))
Sonra diğer yanında oturan kişi Büyükelçi mi, koruma görevlisi mi anlayamadım. Gözlüklerini takıp, onların üzerinden insanlara bir bakışı vardı ki... Ne bileyim büyükelçi bakışı gibi gelmedi de... :)
Dışişleri Bakanı iyi ki hep notla besledi Başbakanı... Aslında kendi ifadesine göre, genellikle masa altından dürterek uyarırmış...
Biz "büyük ortadoğu projesi" diye biliyorduk. Şimdi anladım ki "geniş ortadoğu ve kuzey afrika" olmuş...
Bugün Büyükanıt Paşa'nın konuşmasını soran gazeteciye dedi ki: "O buranın konusu değil. Onu Türkiye'ye dönünce konuşucaz.". Ay çok korktum :)
TV'ler ABD'ye gidişin nedenini terör örgütü ile ilişkili olduğunu verdi durdu... Her kanala çıkan yorumcu terörle ilişkilendirdi geziyi... Sonunda Başbakan dedi ki :"Terörü bütün olarak değerlendirdik." Nasıl oluyor bu?


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Şekerim senin yazım dilin iyice esprili olmaya başladı, n'apcaz böyle senle? Hele hele o gül-diken esprine bayıldım! Allah bize gülsüz ve dikensiz başbakanlar, bakanlar ihsan eyles-sin!

Ece