2 Ekim 2006

bilmece gibi yazı...

Büyük kış temizliği yapalım...
"Kış temizliği dediysem, önümüz kış diye" dedim. Yaz olsaydı yaz temizliği, bahar olsaydı bahar temizliği olacaktı adı... Maksat her zaman temiz olmak...
Evimizin dibini-bucağını heryerini tertemiz yapalım. Öyle üstten değil, diplemesine derinlemesine...
Gizli kalmış yerlerde örümcekler ürer, karafatmalar... Hepsini yok edelim, süpürelim... Onlar bize yalvarır, "Beni deliğe süpürme, kullan beni" diye... Ama dinlemeyelim, sıkalım ilacı, sonra süpürelim deliğe gitsin... Bütün yumurtalarını da süpürelim ki temizlik bitip rahat bir nefes aldığımızda yavruları çıkmasın ortaya...
Örümcekleri iyece temizleyelim. Onların ağları ışığı kapatmasın... Güneş girsin içeri... Heryer pırıl pırıl aydınlık olsun...
Şöyle açalım pencereleri içeri temiz hava dolsun, yalansız, dolansız... Ohhh çekelim içimize... Perdeleri çıkaralım atalım... Herşeyi görmemizi engelliyordu... Şöyle şeffaf olsun bir süre ortalık. Sonra asarız ince tül perde...
Komşulara dikkat edelim... Bahçemize eşyalarını koyanları uyaralım. Bizim bahçemize başka kimse eşya koymasın. Bahçemizin çitini sağlamlaştıralım. Hatta kırmızıya boyayalım...
Başka semtlerde oturan eş-dosta diyelim ki, "Biz gelmeyeceğiz. Yol uzun, bizden çok şey istiyorsunuz, bunları getirmek taşımak zor. Eee, sizde alıştığımız gibi ikram da yok. Başka zaman davet edersiniz geliriz" diyelim...
Eve musallat olanları da uzaklaştıralım.. Ne o öyle kapıdan, pencereden kimin girdiği/çıktığı belli değil. Yok onun arkadaşı, bunun akrabası... Herkes yerini yurdunu bilsin... Elini kolunu sallayan girmesin eve... Sonra, odaları sahiplenmeye kalkıyorlar...
Evimiz pırıl pırıl, aydınlık olsun...
Herkes evini, evinin önünü temizlesin... Herkes birbirine yardım etsin derim ben...
Bu yazının yorumunu da siz düşünün derim ben...

Hiç yorum yok: