14 Eylül 2006

Tarihi yarımada: Eminönü

Fatih bugün izinliydi... Eminönü'ne gitmeğe karara verdik. Elimde tarihi yarımadada görülecek yerler listesi öyle uzun ki... Bir yerden başlayalım dedik. Ama anladık ki 1 hafta 10 gün falan yetmeyecek... Eminönü... Tarihin yazıldığı yer... Çok güzel.. Ama kıymetini biliyor muyuz? Yorum yapmıyorum... Yorumu bu sonraki yazılarımdaki fotoğraflara bırakıyorum...
Önce güzellikleri paylaşacağım... Bostancı'dan deniz otobüsüne bindik Eminönü'nde indik. Tramvayla Sultanahmet'e geldik. Çok kalabalık. Turistler, her milletten...
ALMAN ÇEŞMESİ:
Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Sultana ve İstanbul’a hediyesidir. Almanya’da yapılıp 1898’de İstanbul’daki yerine monte edilmiştir. Neo-Bizanten üslubunda inşa edilen çeşme, içerden altın mozaikle süslüdür. Güzel bir eser olmakla beraber, çevredeki diğer eski abidelerle tam uyum içerisinde değildir. Kaynak: www.istanbul.gov.tr








AYASOFYA:
Çok kalabalıktı. Girmedik. Başka sefere bıraktık. Ama görkemli ve etkileyici bir yer. İnsan, ister istemez Fatih Sultan Mehmet'i gururla anmadan edemiyor... Aslında büyük deha... İstanbul'u almak... Ama o tarihlerde yani imparatorluğun güçlü dönemlerinde şehzadeler en iyi eğitimlerden geçiyormuş. Padişahın oğlusun diye ileride kariyerin(!) garanti olsa da eğitimin ne kadar önemli olduğunun farkındalarmış... Zaten tarihimize başarılı ve unutulmaz izler bırakanların hepsi eğitimli, kültürlü, çok okuyan, çok araştıran insanlar değil mi? Fatih, Kanuni, Atatürk şimdi gelse, görse!?!?!? Dünyanın 8.harikalarından birisi sayılan Ayasofya, Sanat Tarihi ve mimarlık dünyasının 1 numaralı yapısı hüviyetindedir. Bu yaşta ve bu ebatta zamanımıza gelebilmiş ender eserlerdendir. Orijinal adı Hagia Sofia olan, Türklerin Ayasofya dedikleri yapı yanlış bir şekilde, Saint Sofia olarak bilinir. Ayasofya her devirde hazineler dolusu sarflar yapılarak ayakta tutulabilmiştir. Türk’lerin şehri 1453 yılında fethetmeleri, harap durumdaki Ayasofya’nın derhal camiye çevrilerek kurtarılmasına sebep olmuştur. Türk mimarı Koca Sinan’ın 16.yy.da eklediği payanda duvarları, 19. yy. ortasında Mimar Fossati kardeşlerin ve 1930’dan itibaren yapılan diğer restorasyonlar ve kubbenin demir kuşak ile çevrilmesi önemli tamirlerdi. 2000 li yılların restorasyonları, mevcut madeni portatif iskele ile daha seri yapılabilecektir. Ayasofya 916 yıl baş kilise ve 477 yıl cami olarak, aynı tanrıya inanan 2 değişik dinin hizmetinde olduktan sonra Atatürk’ün emri ile müze yapılmıştır. 1930-1935 yılları arasında ortaya çıkartılıp temizlenen bir kısım mozaikler Bizans'ın önemli sanat eserleri arasında yer alırlar. Kaynak: www.istanbul.gov.tr

Hiç yorum yok: