12 Eylül 2006

12 Eylül...

Dünden beri 11 Eylül terör saldırısı ile ilgili haberler yoğun biçimde veriliyor... Programlar, tartışmalar...
Bugün de 12 Eylül... Bakalım aynı yoğunlukta program yapılacak mı? Turgut Özakman'ın bu kitabını mutlaka okuyun derim. Yakın tarihimize, bizi yönetenlere ve sebep olduklarına dair çok güzel bir kitap... Bir solukta okuyacaksınız... Hap şeklinde bir çok şeyi öğreneceksiniz. Nefis bir kitap...
12 Eylül'e geri dönelim. Kitaptan alıntılarla hayatımızdan neler götürdü, neler getirdi kısaca bakalım:
  • Bütün siyasi partiler kapatıldı. Sendikalar, meslek kuruluşları, derneklerin de siyaset yapmaları yasaklandı. Sonuçta meydan kimlere kaldı?
  • Partilerin tüm arşivleri yokedildi. Hurda kağıtmış gibi Seka'ya gönderildi. CHP arşivinin yokolması ile Cumhuriyet Tarihi'ne ait önemli bir arşiv de yokoldu. Böylece, 1923'ten başlayarak grup ve idare heyeti toplantı notları, Atatürk'ün, İnönü'nün buralarda yaptığı açıklamalar, tutanaklar, alınan kararlar, iç-dış yazışmalar, devrimler, şeyh sait isyanı, güneydoğu sorunu, serbest fırka, irtica, bölücülük, batı ile ilişkiler, ekonomi, ikinci dünya savaşı, çok partili hayata geçiş vd. hakkındaki görüşmelerin ve belgelerin çoğu yokedilmiş oldu.
  • Siyasi görüşler, koalisyonlara gerek kalmasın diye iki partili düzen içinde toplanmaya çalışıldı. MDP ve HP yaşatılmaya çalışıldı. Ama tutmadı. Özal'ın üçüncü parti kurmasına izin verildi. İlle yeni partiler, yeni liderler, yeni yüzler olsun istendi. CHP'nin devamı Sodep, AP'nin devamı BTP (Büyük Türkiye P.)'ye seçimlere katılma hakkı tanınmadı.
  • Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kapatıldı. Atatürk'ün vasiyeti yerine getirilmemiş oldu. Yerine Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu adıyla bir devlet kurumu kuruldu. Çalışanlar memurlaştırıldı. Türk dili ve tarihi Türk-İslam sentezcilerinin eline kaldı. En önemlisi de iktidarların güdümünde kaldı.
  • Anarşi, terör ve bölücülük tehditleri üzerinde duruldu. Ama irtica sayılmadı. Komünizme karşı kalkan olarak da dine yaslanıldı. Milyonlarca üyesi olan partiler kapatıldı ama dinci vakıf, dernek ve yeni yeni faaliyete geçen tekkeler kapatılmadı. Tarikatlara karşı ciddi önlem alınmadı.
  • Kuran kurslarının yönetimi müftülükte kaldı. Milli Eğitime bağlanmadı.
  • Okullara mecburi din dersi kondu. Halbuki din eğitimi ailelere bırakılmıştı. Zorunlu din dersi adı ne olursa olsun laikliğe aykırıdır.
  • Yök kuruldu. 1000'den fazla aydınlık üniversite öğretim elemanı solcu diye doğrandı. Üniversite ruhu budandı. Üniversite yönetimleri, bir kaçı dışında tören Atatürkçülerine, Atatürkçü olmayanlara, Türk-İslam sentezcilerine, hatta dincilere, tarikatçılara teslim edildi.
Dahası kitapta... Mutlaka okuyun... Nerden geldik, ne olduk bilmemiz lazım. Kendimizle yüzleşmemiz lazım. Bizi yönetenleri değerlendirmemiz lazım... Ona göre oy vermemiz lazım...

Hiç yorum yok: