14 Ocak 2007

Trafik kuralları!!!

Sabah bankaya gitmem gerekti.
Üst Bostancı'dan Dr.Kemal Akgüder Caddesi boyunca aşağı indim. Minibüs Caddesi'nin kestiği ışıklı kavşağa geldim. İndiğim caddenin sadece sağa dönüşü var. Karşıya geçiş yasak. Levhası da mevcut. Çünkü soldan gelen araçlar giriyor. Aksi halde kaza ihtimali çok yüksek... Ama yasak dinleyen kim. Gün içinde bir sürü otomobil, dolmuş, servis aracı buradan yasak geçiş yapıyor.
Neyse, sabah 09.06 itibariyle kavşaktayım. Bu kez bir İBB Otobüsü yasak yolu tercih etmiş. Usul usul geçiş yapıyor. Ben de karşıya geçtim. Aaaa üstüme iyilik sağlık, başka bir İBB Otobüsü de kırmızı ışıkta geçmeye çalışırken, pazar sabahı sakin trafikte bile yolu tıkayıp, karmaşa yaratmasın mı?
Özellikle yasak geçişe ne zaman polis kontrolü gelecek diye merak ediyorum. Herhalde bir kaza olacak, birileri yaralanacak ya da allah korusun ölecek. Ondan sonra...
Toplam kalite diliyle özetlersek "düzeltici faaliyet" yapılacak. "Önleyici faaliyet" akıllara gelmeyecek.
Trafik akıllıları nasıl olsa pazar sabahı, yollarda kimse olmaz uyanıklığı ile davranıyor ama büyük hata ediyorlar.
On yıldan uzun bir süre önce, o sırada Pınar Et'te çalışıyorum. "Şirket içi kalite denetçisi" eğitimi alıyoruz. Dördüncü ve son gün sınav var ve pazar gününe rastlıyor. Geçer not alırsak denetçi olmaya hak kazanıyoruz. O sabah, müdürüm beni arabayla aldı. Evden 150-200 m mesafedeki ışıklı kavşağa geldik. Yeşil yandı geçiyoruz sandık... Çünkü, bir servis otobüsü kendisine kırmızı olmasına rağmen geçiyor. Korkunç bir çarpışma.. Ne mutlu ki kemerlerimiz bağlıydı. Zaten sıkışma yaptığı için açılamadı. Ben şoktan nefes alamadım bir süre... Bunun nedeni, daha altı ay öncesinde Bursa yolunda büyük bir kaza atlatmış olmam. Neyse uzun hikaye... Sonra, karakolda ifadeler, hastanede röntgenler, sargılar... Ha bu arada karakolda azarlandığımızı da yazmadan geçemeyeceğim. Biz kaza yapmışız. Üstelik mağduruz. Ötemiz berimiz yaralı... Polislere derdiğimi anlatmaya çalışıyoruz. Bu psikoloji içindeyiz. Polis bizi azarlamasın mı? "Başım ağrıyor, bir de sizi çekemem. Durun bakalım" diye... O andaki şaşkınlığımı ve üzüntümü unutmam mümkün değil.
Konu nereden nereye geldi. Her kurala uysak, banane demesek, saygılı olsak başımıza gelenler azalacak ve "önleyici faaliyet" yapmış olacağız...

Sonuçta biz geç de olsa eğitimin yapıldığı otele gittik. Arkadaşlara katıldık. Sınava girdik. Başardık. Denetçi olduk...

Hiç yorum yok: