13 Ocak 2007

"Paşa"lar

Nişantaşı'na gitmek için önce Bostancı'dan deniz otobüsüne biniyorum. Kabataş iskelesine gidiyorum. Oradan taksiye biniyorum. Geçen gün Bostancı'dan karşıya geçerken "Piyale Paşa" denizotobüsüne bindim. Dönerken de "Karamürsel Paşa" deniz otobüsüne... İçerde Karamürsel Paşa'nın hayatını anlatan levhalar asmışlar... Karamürsel şehrinin ismi de bu paşadan geliyormuş.
Sonra, "paşa"ları düşündüm... Eski Türk Filmleri aklıma geldi. "Paşa Dede"ye sahip olmak ne mühimdi... "Paşa Torunu" olmak da bir o kadar ayrıcalık... Yalı isimleri geldi aklıma ve araştırınca daha bir çoklarını buldum:
Yalılar, köşkler, konaklar:
-Sait Halim Paşa , Amucazade Hüseyin Paşa, Zarif Mustafa Paşa, Ragıp Paşa, Damat Ferit Paşa, Tahir Paşa, Koca Reşit Paşa, Ahmet Afif Paşa, Ferik Ahmet Paşa, Hasip Paşa, Yusuf Ziya Paşa, Sadullah Paşa, Tophane Müşiri Zeki Paşa, Halil Ethem Paşa
Türbeler, camiler:
- Hasan Paşa, Siyavuş Paşa, Ferhat Paşa, Zal Mahmut Paşa, Kılıç Ali Paşa, Zühtü Paşa, Hirami Ahmet Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Mehmet Paşa, Sokullu Mehmet Paşa, Rüstem Paşa
Hanlar:
-Rüstem Paşa
Gar:
-Haydar Paşa
Hamam:
-Cibali Küçük Mustafa Paşa
Okul:
-Gazi Osman Paşa

Bir de şu bilgiye rastladım.
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN ÇÖKÜŞÜ
Yazar: Joseph PAMİANKOWİSKİ
Yayınevi: Kayıhan Yayınevi

Kitabın yazarı 1909-1918 yılları arasında Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun İstanbul’daki büyükelçilikte askeri ateşe olarak bulunmuştur. O zamanlar Osmanlı’da içten bir çürüme, kokuşma başlamıştı. Bu çürüme her alanda mevcuttu. Bir örnek verecek olursak, bir memur sizden bir dakika izin istedi mi o, beş-on dakikayı bulur, iki dakika izin istedi mi 15-30 dakikayı, 5 dakika izin istemek ise işinizin o gün halledilemeyeceğini gösterirdi. Osmanlılar resmi görev icabı 4 ünvan kullanırlardı: Ağa, efendi, bey, paşa. Devlet hizmetlilerinin en alt kademesinde çalışan bekçi hizmetli, çavuş ya da erbaş gibi genellikle okuma yazma bilmeyen kişilere ağa; 8. derecedeki memur, subay ve kültürlü kimselere efendi; 7. ve 6. Derecedeki memur ve subaylar, yarbay ve albaylara bey; 5. derecedeki sivil ve askeri memura paşa denirdi. Ayrıca paşa oğluna bey, beylerin oğluna okuma yazma bilirse efendi denirdi. (Kaynak: www.osmanlimedeniyeti.com)


"Paşa" olmak ne mühimmiş bir zamanlar... Sivil asker farketmez en önemli konumdalar... Bugünse "a" dediklerinde "neden konuşuyorsun?" deniyor. Aradaki fark nereden kaynaklanıyor diye düşündüm. Kendime göre bir neden buldum...

-Saltanat ve hilafette Paşalar hep el üstünde;

-Cumhuriyette hep gözler Paşaların üstünde...




Hiç yorum yok: