4 Şubat 2007

Hakkımı helal olsun mu?

Bunu, çok güvendiğim, çok saygı duyduğum Cumhurbaşkanıma söylüyorum...
Bu kadar sessiz giderse hayal kırıklığına uğrayacağım...
Bugüne kadar olan güvenim, tüm beklentilerim sarsılacak...
Bu kadar sessiz, olağan ve durağan devir-teslim yaparsa...
Sesini duymak istiyorum... Bize seslensin istiyorum...
Varlığını bilmek artık yetmiyor... Çünkü varlığı dört duvar arasında...
Ve zaman daralıyor...
Karşımıza geçsin istiyorum, konuşsun istiyorum...
Akıl almaz yasaları sağduyusu ve hukuka olan inancı ile veto hakkından başka yanımıza gelsin istiyorum...
Seslenmekten, konuşmaktan kastım, kelime anlamından ibaret değil...
Gereği neyse, yetkileri neyse yapsın istiyorum...
O "çok iyiydi, namusluydu, ülke çıkarlarını herşeyin üs
tünde tuttu, kibardı, şaşaayı sevmedi, dürüsttü, laikliği korudu, çok güvendim, çok saygı duydum" diyeceğim...
Ama, en sonunda kibar bir şekilde sessizce görevini teslim etti, geldi-geçti diyeceğim.
Bize bir şey söylemeden gitti diyeceğim.
Ve böyle gerçekleşirse eğer...
Hakkımı helal etmeyeceğim.



NOT: AB istedi diye MGK sivilleşmiş, iki ayda bir toplanır olmuş, psikolojik harekat bölümü kapanmış... Peki, MGK işin en başındaki bu uygulamaların nereye varacağını psikolojik açıdan bilememiş mi? Her adımın, her yasanın, her atamanın neleri getireceğini ve götüreceğini öngörememiş mi?



Hiç yorum yok: