24 Ekim 2007

Türk Kahvesi

İstanbul'a taşınalı bir yıl iki ay oldu...
Bu süre içinde sadece bir kere buradan Türk Kahvesi satın aldım... Bitmişti mecburen...
Gerisi hep, ya İzmir ya Salihli kahvesi...
Bayramda gittiğimde ablam yarım kilo almış verdi... Dolapta hala bir yedek paketim var. Ama kendimi daha da güvende hissetmek için 200 gr daha ısmarladım... :)) Yuh mu dediniz?
Napalım! Memleket havası bizde Türk Kahvesi oldu :)

23 Ekim 2007

Aysegül İngiltere'de..

Okul kitaplarına dönelim yine... Ayşegül serisine... Bugün yaşananlar görünürde ilkokul seviyesinde mesajlar verirken, dipte nasıl tahribat yaratıyor bilemiyoruz. Ama bana göre az kaldı, yakında göreceğiz... Son hız duvara doğru sürüyoruz gibi geliyor bana... Deniz bir kere dalgalandı... Dip dalga gelmeden ya da tsunami yapmadan kolay kolay durulmayacak...
Bana karamsar diyebilirsiniz... Komplocu da... Ama bu durumda iyimser olabilen var mı ben de onu merak ediyorum... Ayrıca ben kendime "gerçekçi" diyorum...
Adam "kedimi" bile vermem diyor... Bizimkilerden tık yok... Oysa zamanında köşe yazarlarını ülkeden kovmuşlardı...
Askerlerimiz kayıp, ne oldukları meçhul... Gazeteciler soruyor... "İnşallah en kısa zamanda iyi haberlerini alırız" diyor...
İngiltere'de bir subay kızı soru soruyor... Bir Türk Vatandaşı... "Biz konunun siyasi ve diplomatik kısmıyla ilgiliyiz. Babana sor" diyor...
Hükümet RTUK'e yazı yazmış... Resmen basından sansür istenmiş, onlar da basına yazı geçmiş terör haberleri verilmesin diye...
Bunlar şaka değil ha... Hepsi gerçek... İşte bunları okuyunca, duyunca blog yazasım gelmiyor hiç... Referandum için oy da kullanmadım. Bir hukuk katlinde tuzum olsun istemedim... Zaten şakşakçı evetçiler, neden oy verdiklerini bilmeden bastılar mührü...
Birer birer, beşer onar vatan evlatları düşüyor... Bizimkisi "sabrımız taştı" diyor aylardır başka bir şey demiyor...
Ey millet "kral çıplak"... Işık kapama eylemi falan yapıyorlar... Gülüyorum... Ben ışığı açıp kapamak değil ampulu patlatmak istiyorum...