30 Ağustos 2006

kale arkasından maç izlemek!!!

Lübnan'a asker göndermek meselesi işte bu dört kelime ile özetlenmiş durumda... Ne kadar anlaşılır değil mi? Ne kadar düzeyli... Günlerdir medyanın bir bölümü, cumhurbaşkanı, muhalefet, aydınlar görüş bildiriyor... Muharip güç olmayacağımızın garantisinin olmadığı, barış ortamı yok ki "barış gücü" olsun mantığı, süresinin ne olduğu, kaç kişilik ekip düşünüldüğü gibi pek çok önemli detay kamuya anlatılmamışken bakanlar kurulu toplanıverdi. Gönderme kararına olumlu baktıklarını açıklayıp jet hızıyla meclisin olağanüstü toplantıya çağrılacağını açıkladı. Ne kadar hızlı, ne kadar kararlı bir hükümetimiz var... İnsan imreniyor doğrusu!
Ben vatandaş olarak bu asker göndermenin pek mantıklı bir iş olmadığı görüşündeyim. Kamuoyuna herhalde mantıklı bir kaç açıklama yaparlar diye düşünüyordum ki... Müthiş derinliği olan açıklama geldi... Eğer asker göndermezsek "kale arkasından maç seyretmiş oluruz"... Tabi benim sade vatandaş olarak, böyle önemli ve uluslararası bir meselede devlet erkanının kullandığı dili çözmem kolay değil... Kale arkasından maç izlemek tabirinin ülke menfaatleri açısından çok önemli bir takım çağrışımları olsa gerek... Ama itiraf ediyorum ben anlamadım...
Bunu kendi cahilliğime veriyorum ben ve utanıyorum kendimden... Sen 37 yaşına gel, belli evrelerden geç, hergün kitap, gazete, internet takip et ama bu ifadenin altındaki anlamı kavrayama... Benim yiyecek daha çok fırın ekmeğim var...

Hiç yorum yok: