30 Mayıs 2007

Ağzına sağlık Tülay Tuğcu

Arabadaydım.. NTV radyoyu dinliyordum. Flaş flaş... Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın basın toplantısı canlı yayına bağlandı. Kısa ve net bir açıklamaydı. Hukuka saygı göstermesi, anayasayı sahiplenmesi gerekenlere tekrar anayasayı alfabesinden öğretme niteliğindeydi. Ben olsam utanırdım ve istifa ederdim... Ama bunlarda utanacak yüz yok tabi. Çok haklı gerekçelere dayanan bir açıklama... Kendini köpeksiz köyde sananlara karşı yerinde bir metin... Ama dediğim gibi anlayana... Bir de suç duyurusunda bulunacaklarmış... Ohhh dedim... İçim rahatladı.

Sonra canım medyamı düşündüm... Milyonlarca insan yürüdük kısmen haber yaptılar... Asker "a" dedi ortalığı yıktılar. Yok muhtıraymış, darbeymiş...(Bakınız örnek yazı) İstiyorlar ki herşeye sessiz olalım. Aman ekonomi bozulmasın (zaten bozuk değil mi?), demokrasi zedelenmesin (demokrasi mi bıraktılar)... Hiçbir kurum konuşmasın. Üstelik yasal hakları olsa bile... Alerji bu, hastalık bu... Bakalım Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasına ne diyecekler.
Ama Başbakan'ın bu haddini aşmış söylemlerini eleştirmiyorlar. Bu mu demokrasi? Bu mu gazetecilik...
Benim kanım şudur. İstisnalar tabi ki var. Ama genel durumda halka haber yapmak niteliğinden kopalı çok olmuştur. Sadece rüzgarın estiği yöne doğru haber yapıp kendilerini tatmin etmektedirler. Bize de yersen demektedirler. Hele hele en sağcı gazete yazarları TV'lerdeki tartışma programlarında koltuk kaptıklarından beri hükümetle ilgili eleştiri olduğunda hemen savunmaya ya da karşı taarruza geçmektedirler. Mesela dün NTV'deki "neden" programında 1 Mart müzakerelerini yürüten Bölükbaşı'ya Fehmi Koru'nun sorularını duysaydınız gülerdiniz. Demeye getirdiği şuydu: "Siz bu anlattıklarınızı o zaman demek ki iyi anlatamamışsınız. Neden anlatıp ikna etmediniz? Başbakan da ekibini ikna edemedi." Diyorlar ki sorumluluk hükümetin. Bürokrat raporunu hazırlar, ilgili muhataba (başbakan) anlatır. Gerisi sorumluluk ve yürütme mevki olan hükümettir. Zaten en güzel son sözü Bölükbaşı verdi: "Sn Koru'nun niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek" (Programın tüm konuşma metni için tıklayınız.)

Hiç yorum yok: