19 Mayıs 2007

19 Mayıs

Geçen yıl Danıştay saldırısından sonra yargı mensupları cüppeleriyle Anıtkabir'e yürümüştü. TV'den seyrettiğimde çok etkilenmiştim. Fatih de izinliydi tesadüf... Hemen biletlerimizi aldık ve 19 Mayıs sabahı Ankara'ya indik. Milli mücadele ilgili pek çok yer dolaştık. Anıtkabir'e gittik. İlk gidişimizdi. Daha önce yazmıştım bunları...
Bugün yine 19 Mayıs... Şimdi seyrettim devlet erkanı Anıtkabir'e gitti. Çelenk koydular. Halk toplanmış... Alkış koptu... Bana göre cumhurbaşkanının temsil ettiği karakter alkışlandı. Ama biraz hayal kurdum. Mesela dinci gazeteleri düşündüm. Herhalde kendilerine yontmayı başarırlar yine... Ve şöyle derler: Halk RTE'yi alkışladı... Hani "sözde değil özde bağlı" dendiğinde de AKP milletvekilleri "tam RTE'yi tarif ediyor bu tanımlama" demişlerdi. Bunlar komik insanlar yahu...

Herhalde insanlar yine sel olup Anıtkabir'e akacak...
Düşünüyorum da... Dünyada bizim Atatürk sevgimizi anlayacak hiç bir millet yoktur...
Bunu kavramak gerçekten zor... AB, zaten anlamadığı için söküp atmaya çalışıyor... İş yerlerinde neden hala Atatürk resminin bulunduğunu kavrayamıyor... Din tüccarları da anlayamadığı için Atatürkçülüğe farklı tanımlar koymaya çalışıyorlar. Neredeyse işi sulandırıp laikliği de bir din gibi tanımlamaya çalışıyorlar...
Oysa evlerimizde resminin olması, tepkimizi koymak istediğimizde Anıtkabir'e yürüyüşümüzü, elimize bir bayrak bir de Atatürk posteri alışımızı anlamaları gerçekten zor... Fakat anlayamadıkları için de buna bir şekil şemal koymaya çalışmaları gereksiz...
O ne büyük insan ki sadece sevgisi, saygısı, hizmetleri, bıraktığı miras, büyüklüğü, dehası ile her yıl yeniden doğuyor yeniden. Hala Anıtkabir'e yürüdüğünde tepkin, mesajın tam yerini buluyor... Anıtkabir'e girdiğinde tüylerin diken diken, inanılmaz bir saygı ile yürüyorsun... Ne derlerse, ne yaparlarsa... yaptıkları kadar hatta daha fazla büyüyor içimizde...
Unutuyorlar...
Güneş balçıkla sıvanmıyor...

Hiç yorum yok: