6 Nisan 2007

yazmadım... yazamadım...

Mücbir sebepler nedeniyle bir süre yazamadım... Çünkü:
Bugün cuma...
Geçen hafta cumartesi günü evde oturmuş gazete okurken bir duman bir duman...
Apartmanın ana elektirk panosunda yangın çıkıyor. Asansöre sıçrıyor. Kül oluyor. O günden beri elektrik, su, doğalgaz gibi medeni hiç bir şey yoktu evde. Ama bugün var :)
Ee iş yerinde de blog yazmak için ilham gelmedi...
Şu bir hafta içinde neler yaşandı takip ettim tabi... Durum içler acısı... Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendik. Birileri ser veriyor, sır vermiyor. Halkı kucaklayan cumhurbaşkanı olacak ya (yersen! Beni kucaklayamayacağı çok açık) bir halkla ilişkiler faaliyetidir gidiyor. Ülkenin içinde kucaklamayı bıraktı, dışarda ülkeler arası arabuluculuk yapmaya soyundu. Ama, başta İran başka ülkeye gerek yok deyiverdi. Neyse... Zaten bunları biliyorsunuzdur.
Ama dün yaptığı konuşmada "gelecek günler baharlar" gibi cümleleri başbakan uzlaşma arıyor diye veren basına tamamen karşıyım. Bahardan kastının uzlaşma olduğunu pek tahmin etmiyorum çünkü.
Geçen hafta "Mavi gözlü dev" filmine gittim. Filmi izlerken jetonum düştü. Bu ülkede fikir sahipleri, solcu diye fişlenenleri ya öldürdüler, ya yaktılar... Hep minderden uzaklaştırdılar. Ama irticacılar, dogmatikler, cemaatçiler ise hep mazlumu oynadılar, fikir özgürlüğünden dem vurdular.. Biz perdeli bakmışız olaya. Ne mazlum, ne zayıf, ne güçsüz... Neyse...
14 Nisan Ankara mitingi bana öyle geliyor ki dolup taşacak. Bu önemli olayda Ankara'da olmak gerek. Vatandaş olarak yapacağımız en önemli görev belki de. Yarın "neden üşendim, başkalarından bekledim" dememek için... Yangına ben de su döktüm demek için... Ata'ya layık olmak için...



Hiç yorum yok: