3 Nisan 2008

Haber-ci eşi olmak...

Fatih, internet sitelerinde (kanald.com.tr) ilk yazisini yayinladi.
Konusu "haber-ci olmak".
Haberin serüvenini anlattı. Zamana karşı yarışılan, adrenalin yüklü, soyuttan somuta çevrilen işinden bahsetti.
Ben de "haber-ci eşi olmak"tan bahsedeceğim...
Bu bir anlamda kamera arkasında olmak gibi bir şey aslında...
Eğer haberci esiyseniz;
Evlenirken yüzüklerinizi birlikte alamayabilirsiniz... Parmak ölçüsüne göre siz alırsınız...
Gelinlik provalarına yalnız gitme ihtimaliniz vardır...
Arkadaş ya da akrabalarınızın düğünlerine yalnız gidebilirsiniz...
Evinize hırsız girmeye çalışmıştır, yarım saat sonra kocanız seyahate çıkacaktır ve bütün ışıkları yakıp öyle uyursunuz... Etrafı telaşa vermenin anlamı yoktur, ilk değildir, son da olmayacaktır.
Uzun vadeyi bırakın kısa vadeli bile program yapamazsınız... Hayat hep bir sürprizdir.
Ekranda fıstık gibi kızların yanında görür kıskanır, savaşın ortasında görür soğuk terler dökersiniz...
Gömlekler, pantalonlar, çamaşırlar her zaman temiz ve ütülü olmak zorundadır. Seyahat anidir, affetmez.
Kendi ayaklarınız üzerinde sağlam durmalısınız ve kendinizi meşgul edecek mutlaka bir şeyler bulmalı ve bir dünya kurmalısınız.
Aksi halde, eşinizi parmağınıza fena halde dolayarak, günde bin kere telefon açmaya başlar, haberin içine edersiniz. Adam size mi konsantre olacak, habere mi?
Özellikle, akşam üzeri çok gerekmedikçe aramayacaksınız, çünkü en zor saatleri yaşamaktadır.
Ulaşmak istediğiniz biri olduğunda ilk başvuracağınız kişidir, çünkü ulaşamayacakları kimse yoktur.
Bazen sekreteri olursunuz, bazen şoförü...
Günün sonunda ekranda yüzünü gördüğünüzde sizden mutlusu yoktur :)
İçinizi gururla karışık bir mutluluk kaplar, hele insan içindeyseniz görgüsüzlük olmasın diye dudaklarınızdaki gülümsemeyi saklamaya çalışırken, yüzünüz yamulur :)
Haber-ci'nin adrenalin yüklü temposunun bir bölümünü eşi de yaşar...

Bakıyorum kendime ve hayatıma... Ben de bu adrenaline ve belirsizliğe, günü yaşamaya fena halde alıştım... Günü yaşamak, anın tadını çıkarmak, uzun uzadıya planlar yapmamak...
Karar vermek ve yürümek...
Hayat güzel...

Hiç yorum yok: