9 Eylül 2009

yazmak!

Eski yazılarıma göz attım biraz...

Sonra neden blog yazmaya başladığımı düşündüm...

Dünyada, Türkiye'de, yaşadığım çevremde olanlara karşı "bak habersiz değilim, bir fikrim-duruşum var, üstelik bunu söyleyecek cesaretim var" demekti amacım. Herkes böyle yapsa, bu toplum düzelir diye yazmaya başladım. Çünkü, yazmak kendinle yüzleşmek. Ardında iz bırakmak. Tam tamına sana ait olan bir iz. Seni yansıtan.

Oysa, şimdi bakıyorum da. Nereden nereye gelmişim. Ben düşüncelerimi, duruşumu anlatacağım diye başlayıp, sonunda kendime dönmüşüm. Kendimi arar bulur olmuşum.

Bunu farkettiğimde acaba dedim "Zaten bu süreçten geçecek miydim? Yoksa, kendi bıraktığım izlerime baktıkça, kendimi farkederek ve kendimi değerlendirerek mi geldim buraya? Yani, izler mi etkiledi beni?"

Hangisi doğru ben bilmiyorum henüz. Ama, bu yola girmekten memnunum.
Çünkü, duruşu olması için insanın içinin dolu olması gerekmiyor mu?
Doluluk ise öyle zor ki... Aldıkça değil kendimizi bildikçe doluyoruz...

Hiç yorum yok: