23 Ağustos 2009

uçan balondayız...

Hayatı uçan balona benzetiyorum.

Onun içinde olduğumuzu bilmek, idrak etmek ve ona göre ruhumuzu ayarlamak lazım.

Hayat tarzı olarak bıraktırdıklarımız ve yitirdiklerimizin arkasından bakıyorsak, hep geriye bakıyor ve geride yaşıyoruz demektir. Bizden hızla uzaklaşan, geri gelmeyecek olan, ele geçiremeyeceklerimizin ardından sadece bakmakla yetiniyoruz demektir.

Oysa hayat güzelliğiyle, heyecanıyla, diriliğiyle, acısıyla, tatlısıyla devam ediyor. Yitip gidene değil, gittiğimiz yöne bakmalıyız. Yeni anılar, taze günler, heyecanlar hep orada...

Geçmişe saplanıp kalmak, kendini izole etmek, hayattan kaçmak değil de ne? Açın pencereleri, çevirin kafaları yeni güne. Bırakın yeni gün ne getirirse getirsin ama iliklerinize kadar yeni olanı hissedin.

Bu güneşe çıkmak gibi, rüzgara karşı kollarını açmak gibi... Çünkü, güneş de rüzgar da var. Ya onlar sen farketmeden üzerinden geçip gidecek ve sen yine onun ardından bakakalacaksın ya da kollarını açıp her anını hakedeceksin...

Hiç yorum yok: