14 Mayıs 2008

önyargı

Bir kitap okuyorum.
Tamamı 153 sayfa...
145. sayfadayım.
Şöyle yazıyor:
"Bir: Tanrı demek, fedakarlık demektir. Bu dünyada acı çek, öteki dünyada mutlu olursun.
İki: Eğlenen insanlar çocuk gibidir. Sen her zaman huysuz ol.
Üç: Bizden fazla deneyimi olan insanlar, bizim için neyin iyi olduğunu bilirler.
Dört: Görevimiz, başkalarını mutlu etmektir. Büyük özverilerde bulunmak zorunda kalsak da onları hoşnut kılmalıyız.
Beş: Mutluluk kadehinden içmemeliyiz; ondan hoşlanabiliriz ama onu her zaman elde edemeyebiliriz.
Altı: Bütün cezaları kabul etmeliyiz. Suçluyuz.
Yedi: Korku bir uyarıdır. Riske atılmamalıyız."

Buraya kadar okuduktan sonra, son satırı okumaya gerek bile görmeden kendi kendime 'nasıl yani?' diye sordum... Ben bu kitabı nasıl okudum? İrkildim! Bunca sayfa okuduğuma pişman oldum. Bu mu bana vereceği öğütler diye söylendim... Bu kadar edilgen, itaatkar, emir emir kapı demir bir insan yaratılması öğütleniyor ve ben bunca sayfa okurken anlamadım mı diye bir kaç dakika gittim geldim açıkçası... Sonra, dur bakalım dedim kendime, bu kadar önyargılı olma! Son satırı okudun mu? Peşin hüküm verme, hemen çöpe atma...
Sonra son satırı okudum:
"Bunlar, hiçbir ışığın savaşçısının uyamayacağı emirlerdir."

NOT: Kitabı okumanızı öneririm. Paulo Coelho'dan "Işığın savaşçısının elkitabı". Can Yayınları

Hiç yorum yok: