23 Temmuz 2007

Yeldeğirmenleri

22 Temmuz 2007...
Bu tarihi hayatım boyuna unutmayacağım...

Biz Donkişot muyuz? Yeldeğirmenlerini yıkılır sandık... Sokaklara döküldük... Uyandık, uyandırıldık...
Son 5 yılın muhasebesini paylaştık... Petrol yasalarını, terörle mücadele yasasının 6. maddesini, mayınlı arazilerin hangi ülkelere peşkeş çelileceğini, satılan kitleri, "ananı da al git"leri, "kelle"leri, El Kadıya sahip çıkmaları, Dubai Anlaşmalarını, gemicikleri, "babalar gibi satarım"ları, daha çok uzayıp giden listeyi...
Demek ki biz Donkişot muşuz!
Daha iyisi var. Biz Nasreddin Hoca'ymışız... Timur'un filini geri götürürken halkı arkasında sanan... Başını çevirdiğinde tek başına kalan...
Ben gerçekten çok üzgünüm... Mutsusuzm... Nasıl olur da her iki kişiden biri hala iktidardaki partiye oy verir anlayamıyorum.
Demek ki 50 yıldan eski stratejilerin önüne geçemedik...
Biz nereye gidiyoruz?
Hangi yola döndük?
Farkında mıyız?

Meclise bakın!

Dün akşamdan beri hayata dair hiç bir planım kalmadı...
Hayalim kalmadı.
Benim gibi pozitif bakmayı, her olayın pozitif tarafını görmeyi, kolay kolay umutsuzluğa kapılmayan biri bile geleceğe ait umutlarını kaybediyorsa...
Bu yine en çok beni korkutuyor...

Gözlerimizin önünde seyrederek, izleyerek, okuyarak bir senaryo canlı canlı oynanıyor... Ve biz buna ancak yeni uyanıyoruz... O da bir işe yaramıyor... Sonuç % 50 oluyor... Üstelik oyu artıyor.
Ben bu blogu yazarken hep bugünleri düşlemiştim...
Ne günler yaşadık ama geçti diye yazmayı hayal etmiştim...
"Bir dönemi" anlatan arşivim olacak diyordum...
Anlaşılan o ki "bir dönem" uzun olacağa benziyor...
Yine de gelecek ne getirecek bilinmez...
Bardağın dolu tarafı az kaldı ama yine de kaldı!!!
İşte ona değer vermek gerek...

Hiç yorum yok: