
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Bir itirafım var...
Okulda sevmediğim ders inkılaptı...
Tarihten hiç anlamazdım...
Atatürk bilgim tarlada kargaları kovalamasından öteye pek geçmiyordu.
Bir de çocukken "Atam Atam, sen kalk ben yatam. Cebine fındık fıstık katam" tekerlemesini biliyordum...
18 Mart bana pek bir şey ifade etmiyordu...
Anıtkabir'i hiç görmemiştim...
Çanakkale Şehitliğe gitmemiştim...
İşte ben böyle bir Atatürk Cumhuriyeti'nin evladıydım...
Böyle boş, tıngır, mıngır biri işte...
Kitapçılarda dolaşmaktan büyük haz alır oldum...
Yerli yabancı yazarların Atatürk kitaplarını keşfettim...
Okudukça okudum... Öğrendikçe saygımın sevgimin boyutları herşeyi aştı...
Bunca yıl nasıl bu kadar ilgisiz ve bilgisiz kaldım diye düşündüm... Üzüldüm... Ama yalnız değildim. Belki de bizim kuşak ve sonrasına denk gelen eğitim sisteminin iziydi bu...
2002 yılında ilk defa Çanakkale Şehitliğe gittik.
Geçen yıl danıştay saldırısından sonra hukukçular Anıtkabir'e yürüyünce...
Açıkçası ben Atatürk'çü bir ailede doğmuştum...
Şu dakikalarda 18 Mart Çanakkale Şehitleri'ni anma günü başladı... Hepsini şükranla, rahmetle, saygıyla, sevgiyle anıyorum...
Layık olabildik mi bilmiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder