15 Nisan 2012

Kanser

Bugün Fatih ile Bağdat Caddesi'ne indik.
Günlerden pazar...
Cadde güzel ve Midpoint'te harika bir masa bulduk, keyfimiz yerinde.
Nereden aklıma geldiyse dedim ki "Ben kanser olursam, hele ki yaşlıysam, beni ameliyat ettirme. Kanserden kurtuluş yok bırak son günlerimi bilerek yaşayayım." Fatih de benim kafadan olduğu için "tamam, ben de" dedi.
Evet, gerçekçi olmak lazım. Kurtuluş yoksa yoktur, elinde kalanın kıymetini bileceksin.
Bizim ailede bir adet var, kanser olanlara numara yapmak. Raporları değiştirmek, kanser değilmiş gibi davranmak.
Biraz aklı olan insan kendi seyrinden neye yakalandığını zaten bilir. Benim başıma gelirse, bana rol falan yapmayın. Söyleyin, ben gerçekleri severim. Sağlık gibi hastalık da normal, doğmak gibi ölmek de...
Bu yazıyı niye yazdım bilmiyorum. Hatta, şu an mutfakta işim var ve yarım bıraktım geldim bunu yazmak için.
Sanırım, kendime göre tarihe not düşmek, içimdekini aktarmak istedim. 
Şu ana dönersem, keyfim yerinde, mutluyum, hayallerimin peşinden son hızla gidiyorum ve sanıyorum hayallerimi tutabiliyorum da...

Hiç yorum yok: